HUKUK ÖĞRENCİLERİ İÇİN KİTAP ÖNERİLERİ
Toplumumuzdaki eğitim anlayışı genellikle diplomayla bağlantılı bir durum olarak görülmektedir. Ancak kendimizi mesleki anlamda bir üst seviyeye taşımak için ders kitaplarının dışında farklı kaynaklardan da yararlanmak oldukça önemlidir. Bu doğrultuda psikoloji, sosyoloji, felsefe, eğitim gibi birçok alanda kendimizi geliştirebilmek adına en çok ihtiyaç duyduğumuz şey kitaplardır.
Özellikle hukuk gibi yoruma dayalı bir alanda; yazım ve kendini ifade etme, eleştirel düşünce, analiz ve muhakeme yeteneği ile olaylara farklı perspektiflerden bakabilme yetisi için çeşitli türlerde kitaplar okumanın gerekliliği su götürmez bir gerçektir.
Hemen hemen her listenin ilk sıralarında yer alan “Suç ve Ceza, Diriliş, Bülbülü Öldürmek” gibi başyapıtların birçoğumuz tarafından önceden okunmuş olduğunu düşünerek sizler için kısa ve öz bir liste hazırladım.
Bir Ceza Avukatının Anıları – Faruk Erem
“Bir tuhaftır ceza avukatlığı. Ayıplamayacaksınız, kızmayacaksınız, ağlamayacaksınız da. Bunlar olmaz mı? Olur. Ama hep içinizde olmalı. Bakışlarınızda kaçak bulunmasın. Karşınızdaki suçlunun gözlerinin içine bakın, dostça. Orada derdini dökmek isteyen ‘insan’ı göreceksiniz. Bundan sonrası kolaylaşır. ‘İnsan, insanın zehrini alır.’ derler, halk dilinde. Ceza avukatlığının yarısı budur.”
Kitap, Türkiye Barolar Birliği’nin ilk başkanı olan Faruk Erem tarafından kaleme alınmıştır. Ülkemizde idam cezasının mevcut olduğu dönemde yazılmış olan bu eser, suç ve suçlu kavramlarına kanun lafzından değil, hümanist bir bakış açısıyla bakmanızı sağlayacak.
Adalet ve insan hakları gibi kavramları içselleştirmek ve kendini bu alanda geliştirmek isteyen herkesin mutlaka okuması gereken temel eserlerden biridir.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü – Victor Hugo
“İnsanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkûmdurlar”
Yazarlar genellikle kitaplarının ön sözünü -belki de okunmayacağını varsayarak- fazla uzun tutmaz; direkt olarak okuyucuyu eserle baş başa bırakırlar. Ancak bu kitapta aynı durumdan söz edemiyoruz; eserin kurgu kısmından önce Victor Hugo'nun yazdığı uzun ön söz bu kitabın belki de en önemli parçasını oluşturuyor.
Victor Hugo kitabın ön sözünde; ölüme mahkûm edilmiş bir insana, suça ve suçluya, adalet sistemine, devlet otoritelerine ve bulunduğu toplum yapısına dair görüşlerini okuyucusuyla paylaşıyor.
Kısa olmasına rağmen insanda çok derin izler ve düşünceler bırakan bu eser; bir idam mahkumunun, mahkumiyetinden, giyotinle idam edilmesine kadar geçen süreçteki zihinsel ve bedensel ruh halini detaylı bir şekilde yansıtmaktadır.
Kraliçenin Avukatı – William Clegg
“Suçlu olduğunu bildiğim birini nasıl savunabiliyorum? Bana en çok sorulan soru bu. Aslında bu soru, suçlayarak sallanan bir parmağın dışındaki kadife eldivendir. Ben, düzgün bir insan olarak, bir tecavüzcü ya da katil için nasıl olur da konuşabilir, onu savunabilirim? Nasıl olur da tüm zekamı ve mesleki yeteneğimi böylesine korkunç bir suç işlemiş biri için kullanabilirim?”
Clegg bu kitabında, İngiltere ve Galler’de mahkemelerin işleyiş biçimini, adaletin tesisinde savunma hakkının ve avukatlıktaki etik ilkelerin önemini, mesleğinde en üst kademeye yükselen bir avukatın bakış açısından okuyucusuna aktarmaktadır. Farklı hukuk sistemlerindeki işleyişi ve avukatlık mesleğinin sırlarının anlatıldığı bu eser, özellikle hukuka ilgisi olan herkese yeni ufuklar açacak niteliktedir.
Sokrates’in Savunması- Platon
“Yalnızca, şuna iyice inanın, yargıçlarım, asıl sorun, ölümden sakınmak değil, haksızlıktan sakınmaktır; çünkü kötülük ölümden daha hızlı koşar.”
Sokrates'in ölümünden sonra Platon tarafından yazıya aktarılan; demokrasi, savunma, yargılama, felsefe, ölüm cezası, adalet ve eşitlik gibi kavramların derinlemesine incelenebileceği bu eser aynı zamanda hukuk tarihindeki ilk kapsamlı savunma olarak kabul edilmektedir. Mahkeme sürecinin diyaloglarla anlatıldığı eser, hukuki ve siyasi birçok norm içermektedir. Bu normlar günümüzdeki hukuk sisteminin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır.
Güncelliğini ve evrenselliğini korumakta olan Sokrates’in Savunması birçok ülkede ders olarak da verilmektedir. Özellikle Avrupa’daki fakülte sonrası avukatlığa hazırlayan okullar bu eseri satır satır incelemekte ve değerlendirmektedir.
Dava – Franz Kafka
"Adalet rahat olmalı, yoksa terazi sallanır ve adil bir hüküm verilemez."
Klasik kitaplar arasındaki yerini sağlamlaştırmış olan Kafka, güçlü kalemi ve eserleri işleyiş biçimiyle her dönemde okuyucu kitlesini derinden etkilemiştir. “Dava” adlı eseri ise özellikle hukukçular için “olmazsa olmaz” niteliği kazanmıştır.
Eser, oldukça monoton bir hayata sahip olan Josef K. adlı ana karakterin, bir sabah herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin tutuklanması ile başlar. K, hiçbir sebep gösterilmeksizin yargılanacağını öğrenir ve bu adaletsiz karara karşı her yolu denese de hakkındaki isnadı dahi öğrenemez. Kitaptaki diğer karakterler, davayı çözebileceklerini veya dava hakkında fikir sahibi olduklarını iddia etseler de aslında hepsi yozlaşmış düzenin bir parçası konumundadır.
Kafka, romanın devamında adalet sistemini eleştirirken aynı zamanda yalnızlık ve çaresizlik içinde kalan bir insanın hissettiklerini de detaylı bir şekilde okuyucusuna aktarmıştır.